Bölgeye ilişkin yayın yapan Diplomat haber sitesinde yer alan habere göre Ekim 2014’ten bu yana Türkiye’de yaşayan Zafer, bir aydan kısa bir süre içinde ülkede kaybolan ikinci Grup 24 üyesi oldu. 25 Şubat’ta da Nesimcan Şerifov’un 23 Şubat’ta evinden ayrıldığı o tarihten bu yana kendisinden haber alınamadığı belirtildi.
KURUCUSU İSTANBUL’DA ÖLDÜRÜLDÜ
İşadamı ve siyasetçi Umarali Kuvvatov tarafından 1912 yılında kurulan Grup 24, Kuvvatov’un Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahmanov’a karşı protesto çağrısında bulunmasının ardından Duşanbe yönetimince 2012 yılında “aşırılık yanlısı” ilan edilerek yasaklandı. Kuvvatov Mart 2015 başında İstanbul’da bir suikast sonucu öldürüldü. Kuvvatov öldürülmeden hemen önce, Tacikistan’ın talebi üzerine Türk yetkililer tarafından gözaltına alınmıştı.
Aktivistler, Zafar ve Sharifov’un yurtdışına kaçırılan ve Tacikistan’a zorla geri gönderilen Tacik muhaliflerin listesine ekleneceğinden ya da daha kötüsü Kuvvatov gibi öldürüleceğinden endişe ediliyor.
Grup 24 temsilcisi Ubaydullo Saidi Radyo Ozodi’ye yaptığı açıklamada, “Zafer’in akıbetinden endişe ediyoruz, çünkü Tacikistan’a dönmesi halinde işkence ve uzun süreli hapis cezasıyla tehdit ediliyor” dedi.
Zafar ve Sharifov 2018 yılında Türk makamları tarafından gözaltına alınarak sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalmış, ancak 70 gün sonra serbest bırakılmışlardı.
TÜRKİYE GÜVENLİ BİR LİMAN OLMADIĞINI KANITLADI
Öte yandan Özgür Avrupa Radyosu’nda yer alan bir analizde Türkiye’nin Orta Asyalı aktivistler için güvenli bir liman olmadığını kanıtladığı belirtildi.
Analizde “Ulusötesi baskı ya da bir hükümetin muhalif bir aktivisti susturmak için yurtdışına gitmesi, Orta Asya’da faaliyet gösteren hak örgütleri için giderek daha önemli bir konu haline geliyor. Bölgenin en otoriter üç ülkesi Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan bu konuda üst düzey suçlular” ifadesine yer verildi.
Yaklaşık on yıl önce Türkiye’nin, bölge vatandaşları için seyahat kısıtlamalarının olmaması ve iade tehdidinin oldukça düşük olması nedeniyle Orta Asyalı aktivistlerin sığınabileceği en güvenli yerlerden biri olduğuna dikkat çekilen analizde “ancak son yıllarda durum böyle olmadı ve uzmanlar Türk makamlarının tutumunda bir değişiklik olduğunu belirtiyor” dendi.
Analizde şu ifadelere yer verildi:
“Son yıllarda Türk yetkililer, topraklarında güvenli bir sığınak arayan muhalifler konusunda Orta Asya hükümetleriyle ilişki kurmaya çok daha hazır. Bunun nedeni de muhtemelen Ankara’nın Orta Asyalı ortaklarından bu iyiliğe karşılık vermelerini beklemesi. Freedom House geçen ay yayınladığı bir güncellemede, son on yılın verilerine dayanarak Türkiye ve Tacikistan’ı ulusötesi baskının en üretken ilk beş faili arasında sıraladı. Çin, Mısır ve Rusya diğer üç ülkeydi”.