Hakan Fidan’dan İsveç Dışişleri ve Adalet Bakanlarıyla ortak açıklama: Terör örgütlerine karşı adımlarının yansımasını istiyoruz

“`html

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsveç ile birlikte PKK, PKK/YPG ve FETÖ’ye karşı alınan önlemleri tartışarak, “Bu tür adımların sürmesini ve pratikte etkisini görmeyi umuyoruz. Türkiye olarak, İsveç’in terörle mücadelesine destek vermeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Fidan, İsveç Dışişleri Bakanı Maria Malmer Stenergard ve Adalet Bakanı Gunnar Strömmer ile Türkiye-İsveç Güvenlik Mekanizması toplantısının ardından gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında bu açıklamayı yaptı.

Bakan Fidan, Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın faciasında hayatını kaybedenler için başsağlığı dileğinde bulundu.

İsveçli bakanlarla Ankara’da bir araya geldiklerini belirten Fidan, toplantıda normalde yer alacak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yangın nedeniyle Bolu’da bulunması sebebiyle katılamadığını ifade etti.

Fidan, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılım sürecinde Türkiye’nin güvenlik endişelerinin ön planda olduğu bir müzakere süreci yürüttüğünü hatırlattı.

Özellikle 2022 Madrid NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya liderleriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde güvenlik konularında bir anlayış birliğine varıldığını vurgulayan Fidan, terörle mücadelede bu üç ülke arasında nasıl işbirliği yapılacağı konusunda bir anlaşmanın sağlandığını ifade etti.

2023 Vilnius Zirvesi’nde bu anlayışın nasıl uygulanacağına dair bir mutabakata varıldığını aktaran Fidan, bunun sonucunda bir güvenlik mekanizmasının oluşturulmasına karar verildiğini dile getirdi.

Bu mekanizmanın ilk bakanlar düzeyindeki toplantısına Türkiye’nin ev sahipliği yaptığını belirten Fidan, aslen bu toplantının önceki aylarda planlandığını, ancak İsveç heyetinin uçak arızası nedeniyle geri dönmek zorunda kaldığını hatırlattı.

“İsveç, bizler için önemli bir işbirlikçidir”

Geçen yıl, Türkiye ile İsveç arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla bir kutlama gerçekleştirdiklerini hatırlatan Fidan, “İsveç, bizim için kıymetli bir ortak ve müttefik.” dedi.

Görüşmelerde, işbirliği arzusunu bir kez daha pekiştirerek gelecekte atılacak adımları ele aldıklarını belirten Fidan, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin büyük önem taşıdığını vurguladı.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkarılmasını hedeflediklerini kaydeden Fidan, bu bağlamda geçen eylülde düzenlenen Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi toplantısının önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.

Bu tür toplantıların ikili ekonomik ilişkilere ivme kazandırmasını beklediklerini belirten Fidan, iki toplum arasında bağların güçlendiğini de sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz yıl Türkiye’yi ziyaret eden yaklaşık 400 bin İsveçli turist olduğunu belirten Fidan, İsveç’teki Türk toplumu ile ülkeler arasındaki ilişkilerin daha da derinleştiğini ifade etti.

İsveç’in NATO üyeliğinin güvenlik ve savunma sanayi alanında Türkiye ile ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacağına inandığını vurgulayan Fidan, “İsveç’in NATO üyeliği, ittifaka da güç katacak. Güvenlik, herkes için ortak bir sorumluluktur.” dedi.

“Türkiye, İsveç’in terörle mücadele çabalarına destek vermeye devam edecek”

Avrupa Birliği (AB) üyesi olan İsveç’in, Türkiye’nin AB üyelik sürecine yönelik desteğine güvendiklerini söyleyen Fidan, bu süreçteki engellerin kaldırılması hususunda İsveç’ten etkin ve görünür bir destek beklediklerini kaydetti.

Toplantıda, terörle mücadele ve uluslararası güvenlik alanlarında fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Fidan, İsveç’in PKK, PKK/YPG ve FETÖ’ye karşı attığı adımlar ve alacağı yeni önlemleri değerlendirdiklerini aktardı.

Fidan, şöyle devam etti:

“İsveç heyeti, terörle mücadelenin her boyutunu ele alan bir yol haritası sundu. Biz de düşüncelerimizi paylaştık. Görüşmelerimiz devam edecek. Önümüzdeki adımları görmek ve uygulama aşamasında etkilerini görmek istiyoruz. Türkiye olarak, İsveç’in terörle mücadele çabalarına destek olmaya devam edeceğiz. İsveç’in bu olumlu yaklaşımı, NATO’nun terörle mücadele yeteneklerini güçlendirecektir.”

Fidan, savunma sanayi alanında işbirliğinin de müttefiklik ruhuna uygun bir biçimde güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, Suriye’deki gelişmeleri değerlendirip Hamas ile İsrail arasındaki ateşkesin kalıcı olmasının önemini vurguladı.

Güvenlik Mekanizması çerçevesinde düzenli olarak bir araya gelmeye devam edeceklerini belirten Fidan, bir sonraki toplantının İsveç’te gerçekleştirileceğini duyurdu.

“Ateşkesin sürmesi büyük önem taşıyor”

Fidan, Gazze’de uzun bir zamandır beklenen ateşkese ulaşıldığını açıklayarak, “Bu durum ufacık da olsa içimizi rahatlattı. Ne yazık ki, ölenlerin acısı bizimle birlikte kalacak. Ateşkesin sürmesi elzemdir. Zaman zaman İsrail’in ihlalleri gündeme geliyor. Bugün yine can kaybı ile sonuçlanan bir saldırı yaşandı, özellikle Batı Şeria’da. Lübnan’daki durumu gözlemlediğimizde, İsrail’in ateşkese uymadığını görüyoruz. Umarız gelecek tepkilere rağmen bu ateşkes devam eder.” şeklinde konuştu.

Gazze’deki iki milyon insanın zor koşullar altında yaşadığına ve temel ihtiyaçlardan yoksun olduğuna dikkat çeken Fidan, ateşkes şartlarının tam olarak sağlanmasının öncelikli hedeflerinden biri olduğunu belirtti.

Gazze’ye yapılacak insani yardımların kesintisiz bir şekilde sürdürülmesinin büyük önem taşıdığına değinen Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Türkiye’nin bu konuda son derece yoğun çaba sarf ettiğini aktardı.

Fidan, hem Suriye hem de Gazze’deki yeniden yapılanma süreçlerinin bir an evvel başlaması gerektiğine vurgu yaptı.

“Yeniden yapılanmanın önemi büyük”

Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve insani yardımların organize bir şekilde ulaştırılması için uluslararası toplumun işbirliği yapmasının acil bir gereklilik olduğunu ifade eden Fidan, Gazze’deki insani yardımlara dair, “Geçtiğimiz yaz Refah Sınır Kapısı’na giderek, yardım malzemelerimizin orada biriktirildiğini gördük. Şimdi ise ateşkes ile bu yardımların içeri girmesi mümkün oldu. Yeniden yapılanma ve inşa sürecinin büyük önemi var. Görüldüğü gibi, birçok bina yıkılmış durumda ve bu durum zaman ve kaynak gerektiriyor. Bunun için uluslararası toplumun harekete geçmesi şart.” şeklinde konuştu.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir